NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
عَنْ خَالِدٍ
ح و
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عَوْنٍ أَخْبَرَنَا
هُشَيْمٌ
الْمَعْنَى
عَنْ إِسْمَعِيلَ
عَنْ قَيْسٍ
قَالَ قَالَ
أَبُو بَكْرٍ
بَعْدَ أَنْ
حَمِدَ
اللَّهَ
وَأَثْنَى
عَلَيْهِ يَا
أَيُّهَا
النَّاسُ
إِنَّكُمْ
تَقْرَءُونَ
هَذِهِ
الْآيَةَ
وَتَضَعُونَهَا
عَلَى غَيْرِ
مَوَاضِعِهَا
عَلَيْكُمْ
أَنْفُسَكُمْ
لَا
يَضُرُّكُمْ
مَنْ ضَلَّ
إِذَا
اهْتَدَيْتُمْ
قَالَ عَنْ
خَالِدٍ
وَإِنَّا
سَمِعْنَا
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
إِنَّ النَّاسَ
إِذَا
رَأَوْا الظَّالِمَ
فَلَمْ
يَأْخُذُوا
عَلَى يَدَيْهِ
أَوْشَكَ
أَنْ
يَعُمَّهُمْ
اللَّهُ بِعِقَابٍ
و قَالَ
عَمْرٌو عَنْ
هُشَيْمٍ
وَإِنِّي
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ مَا
مِنْ قَوْمٍ
يُعْمَلُ
فِيهِمْ
بِالْمَعَاصِي
ثُمَّ
يَقْدِرُونَ
عَلَى أَنْ
يُغَيِّرُوا
ثُمَّ لَا
يُغَيِّرُوا
إِلَّا
يُوشِكُ أَنْ
يَعُمَّهُمْ
اللَّهُ
مِنْهُ
بِعِقَابٍ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَرَوَاهُ
كَمَا قَالَ خَالِدٌ
أَبُو
أُسَامَةَ
وَجَمَاعَةٌ
وَقَالَ
شُعْبَةُ
فِيهِ مَا
مِنْ قَوْمٍ
يُعْمَلُ
فِيهِمْ
بِالْمَعَاصِي
هُمْ أَكْثَرُ
مِمَّنْ
يَعْمَلُهُ
Bize Vehb b. Bakıyye
Halid'ten, Amr b. Avn'de Hüseyn'den aynı manâ ile haber verdiler. Halid ile
Hüseyn İsmail'den, o da Kays'tan nakletti, Kays şöyle demiştir:
Ebu Bekr (r.a) Alah'a
hamd ve sena ettikten sonra şunları söyledi:
"Ey insanlar
şüphesiz siz şu, "Siz kendinize bakınız, siz hidayet yolunda olduğunuzda
sapıtan size zarar vermez" (Maide 105). âyetini yanlış anlıyorsunuz."
Vehb b. Bakıyye Halid'den:
Ebu Bekir'in şöyle
dediğini nakletti:
Biz Rasûlullah
(s.a.v.)'i şöyle derken işittik:
"Şüphesiz insanlar
zulmü gördükleri zaman, güçleri yettiği halde ona mani olmazlarsa, Allah'ın
azabının hepsi üzerine inmesi pek yakındır."
Amr'da Hüseyin'den Ebû
Bekr'in şunları söylediğini nakletti:
Ben RasûMIah'i şöyle
derken işittim:
"Bir millet ki
aralarında kötülük işlenir, sonra onlar o kötülüğü değiştirmeye güçleri yettiği
halde değiştirmezlerse, Allah yakın bir zamanda mutlaka onlara genel bir azab
verir."
Ebû Davûd şöyle
demiştir: Bu hadisi, Halid'in dediği şekilde Ebû Usâme ve bir cemaat rivayet etti.
O rivayette Şu'be böyle dedi:
"Bir kavim ki
aralarında kötülükler işlenir, sayılan onu işleyenlerden çok olduğu halde ona
mani olmazlarsa.....”
İzah:
Tirmizi, Tefsîru'l -
Kur'an; filen; İbn Mace, fiten
Sened: Fetevây-i
Hindiyye, V, 352, 353.
Musannif Ebû Davud
hadisi iki ayrı üstaddan almşür Bunlar Vehb b. Bakıyye ve Amr b. Avn'dır. Vehb
b. Bakıyye'nin üstadı Halid (et-Tahhan), Amr b. Avn'ın üstadı da Hüseyin'dir.
Halid ile Hüşeym her ikisi de İsmail'den rivayet etmişlerdir. Halid ile Hüseyin'in
rivayetlerinde, Ebû Bekir (r.a)'in Rasûlullah'dan işittiğini söyleyerek
naklettiği sözler arasında biraz fark vardır. Metinde bu farka işaret
edilmiştir.
Ebu Davud'un, hadisin
sonunda işaret ettiği rivayette, Şu'be, Ebu Bekir (r.a)'den, hem Halid'in hem
de Hüseyin'in rivayetlerine uymayan bir cümle isnad etmiştir. Bu, kötülüğe mani
olmanın, kötülük yapmayanların yandan fazla olmaları ile kayıtlı oluşudur.
Hz. Ebu Bekir
hitabesinde ashaba "Ey inananlar, siz kendinize bakın. Siz doğru yolu
bulduğunuz zaman sapıtanlar size zarar ver-mez."(Maidc VI. 105) ayetini
yanlış anladıklarını, bu ayetin mutlak manada emri bi'l-ma'nıfye nehyi
ani'l-münkere engel teşkil etmediğini söylemiş ve sözünü Rasûlullahtan duyduğu
nehyi ani'l-münkeri teşvik eden bir hadisle teyid etmiştir.
İmam Nevevî, anılan
âyetin emri bi'1-ma'rûf ve nehyi ani'l-münkerin vücûbuna mani olmadığını
söyledikten sonra şöyle demektedir: "Muhakkik âlimlere göre âyetin manası
konusundaki sahih görüş şudur: "Siz üzerinize düşeni yaptığınız zaman başkasının
kusuru size zarar vermez. Bu: "Günahkar kimse diğerinin günahını
çekmez" (fâtır, 35-18) ayetine benzer. Durum böyle olunca emri bi'1-Ma'ruf
ve nehyi ani'l-münker de kişinin üzerine düşen, mükellef tutulduğu
şeylerdendir."
Bu hadiste Emri bi'1-ma'ruf
ve nehyi ani'l-münkeri terketmenin azabın tüm halka şâmil olmasına sebep
olduğuna delâlet etmektedir.